"Abdullah Gül’ü fazla şişirmeyin... Yoksa Abdüllatif Şener olur!"

"Abdullah Gül’ü fazla şişirmeyin... Yoksa Abdüllatif Şener olur!"

Yayınlanma:
Güncelleme: 26 Nisan 2017 15:01
"Abdullah Gül’ü fazla şişirmeyin... Yoksa Abdüllatif Şener olur!"

Gazetemizin merhum Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, 17 Haziran 2015’te kaleme aldığı yazısında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için “Onu fazla şişirmeyin... Yoksa Abdüllatif Şener olur!” demişti.

Gazetemizin merhum Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, 17 Haziran 2015’te kaleme aldığı yazısında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için “Onu fazla şişirmeyin... Yoksa Abdüllatif Şener olur!” demişti.

İŞTE KARAKAYA'NIN O YAZISI:

Başlığı biraz açalım...

Abdüllatif Şener, herkesin bildiği gibi; “AK Parti’nin dört direğinden biri”ydi... Hani, bir binayı ayakta tutan “ana kolonlar” vardır ya, Abdüllatif Şener de, bu “ana kolon”lardan biriydi...

Bu “ana kolon”lar;

Tayyip Erdoğan’dı,

Abdullah Gül’dü,

Bülent Arınç’tı,

Abdüllatif Şener’di!..

O Abdüllatif Şener ki;

Henüz “AK Parti kurulmadan”, hatta “Fazilet Partisi Kongresi bile yapılmadan”; beraberinde Abdullah Gül’ün de bulunduğu bir ekiple gelmiş, “Akit Yayın Kurulu üyeleri” ile buluşmuş ve Gelik Lokantası’nda yediğimiz “yemek”te şöyle demişti:

“Biz bir yola çıkıyoruz... Bu yolda; bize mutlaka destek verin demiyoruz... Yeter ki karşımızda olmayın!.. Eğer karşımızda olmazsanız, yola çıkmakta kararlıyız!”

Ne diyebilirdik ki?..

“Hayırlı olsun, Allah utandırmasın” dedik; “Bizden size bir zarar gelmez...”

ABDULLAH GÜL’LE 5 SAAT!

Gelik Lokantası’nda “4 saat süren” bu yemeğin üzerinden bir-iki hafta geçtikten sonra bu defa Abdullah Gül, tek başına geldi “Akit’in merkez binası”na...

Tarih, 8 Nisan 2000.

Abdullah Gül ile, yaklaşık “5 saat süreyle” sohbet ettik... 

Biz sorduk, Gül cevapladı... 

Doğrusunu söylemek gerekirse, sorularımız, hayli terletmişti Abdullah Bey’i...

Hatta, bir ara; “Ceketimi çıkarabilir miyim?” dedi... Ceketini çıkardı, öyle devam etti, sorularımızı cevaplamaya...

O gece neler konuştuğumuzu; 10 Nisan 2000 tarihli Ayna’da dile getirmiş, yazının başlığını da şöyle koymuştum:

“Abdullah Bey, Fazilet’in yüzünü Gül’dürebilecek mi?”

KAYNAK:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.