Bütün gücümüzle katkı sağlamaya hazırız

Eğitim Bir-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Abdülaziz Aydın Türkiye’nin eğitim sistemini gazetemize değerlendirdi. Sorularımızı yanıtlayan Abdülaziz Aydın, “gelecek nesillerimizin milli değerlerimize sahip çıkmasını isteriz” dedi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 02 Kasım 2017 09:35
Bütün gücümüzle katkı sağlamaya hazırız

Türkiye’de eğitim sadece siyasetçilerin sorunu mu? Bu konu hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?

Eğitim sürecinde esas olan, sadece karar alıcı ve politika yapıcıların, hizmet üretenlerin değil, hizmet alanların da (öğretmen, öğrenci, aileler, sivil toplum kuruluşları, sanayi ve ticaret odaları gibi) taleplerinin/fikirlerinin dikkate alınması gereklidir. Eğitimin çerçevesi belirlenirken, hem bireyin hem milletin hem de insanlığın beklenti ve ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede, eğitim faaliyetlerinin katılımcı demokrasi uygulamaları işletilerek gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.

Maalesef ülkemizde eğitimin sorunlarının tespiti, tanımlanması ve tanımlanan bu sorunlara çözüm üretilmesi süreçlerinde, bireysel, temsili ve örgütlü katılım boyutlarına yeterince yer verilmemektedir. Bu durum, eğitimde iyileştirme/ reform çalışmalarının; “toplum” ve “eğitim çalışanlarınca”; “ kabul edilmesini”, “sahiplenilmesini” ve “desteklenmesini” olumsuz etkilemektedir. Toplumun ve eğitim çalışanlarının sahiplenmediği ve yeterli desteği vermediği projelerin başarılı olması ise mümkün bulunmamaktadır. Eğitimle ilgili karar ve uygulama süreçlerinin, katılımcı ve demokratik bir anlayışla yeniden yapılandırılması, belirtilen sorunların çözümü için atılacak ilk adımlardandır. Bu adımı atma sorumluluğu şüphesiz ki Milli Eğitim Bakanlığı yöneticilerine aittir.

Milli eğitim bakanlığı üzülerek görmekteyiz ki son dönemlerde gittikçe artan bir şekilde katılımcılıktan ve paydaşlarla bu tip konuları paylaşmaktan uzaklaşıyor. Bunun bir devamı olarak da eğitim programlarıyla ilgili kararları da paydaşlarıyla görüşmeden masa başı kararlarla ya da kendi teşkilat hiyerarşisiyle aldığı kararlarla yapıyor. Bu da programların gerekli özelliklere sahip olamaması ve tabanda sahiplenilmemesi, yeterince anlaşılmaması sonucunu doğuruyor.

Eğitim ile öğretim arasındaki farklardan bahsedebilir misiniz? Birbirini ayıran özellikleri nelerdir?

Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal gelişimi ve kalkınması için nitelikli insan gücüne ihtiyaç duyulur. Nitelikli bireyleri oluşturacak önemli bir unsur ise eğitimdir. Eğitim, sorumlu olduğu bütün alanlarda bireye sunulan öğrenme yaşantılarının tamamıdır.

Bilim ve teknoloji çağını yaşadığımız günümüz dünyasında sürekli bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişim ve dönüşüme ayak uydurabilmek için kuşakların nitelik sahibi olarak yetiştirilmeleri gerekir. Bu nitelikler ise eğitim yolu ile sağlanabilir. Çünkü eğitim, belirlenmiş amaçlara göre bireylerde planlı ve kasıtlı davranış değişikliğini gerçekleştirir Günümüzde eğitim; evrensel düşünceye sahip, bilgi, gelişim ve değişimi sürekli takip eden, sorgulayan, problemlere çözüm üretebilen, özgürlük ve hoşgörüyü önceleyen, hak arama bilincine sahip, doğayı sevip koruyan, olaylara farklı açıdan bakabilen, demokrasiyi özümseyen, sorumluluk sahibi, yaratıcı ve barışsever bireyler yetiştirmeyi hedefler. Bunların yanı sıra eğitim; bireylerin entelektüel ve mesleki gelişimini artırmalarını, vatandaşlık bilincini kazanmalarını, toplumun kültürünü benimsemelerini, karakterlerini geliştirmelerini ve kendilerini gerçekleştirmelerini sağlar. Bu özelliklerle eğitilen bireyler toplumdaki değişime ayak uydurmanın yanı sıra toplumun değişim ve gelişimine önemli katkılar sunar. Bu durum eğitimin birey ve toplum açısından önemini gözler önüne sermektedir.

Eğitimin sadece bir yönünü oluşturan öğretim ise öğrenmeyi oluşturmak üzere bilgi ve çevrenin düzenlenmesidir. Maalesef öğretim boyutunda ülkemizde ciddi hatalar yapılmaktadır.

Anayasa’nın 58. maddesinde, ‘devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır’ hükmü yer almaktadır. Buna karşın 18 yaşından küçük çocuklara alkol içerikli bir dersin öğretiminin yapılması kabul edilemez. Zaman kaybetmeden alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersleri öğretim programlarından çıkarılması gerektiğini 2014 yılında yapılan Milli Eğitim Şurasında teklif ettik ısrarlarımız ve mücadelemiz neticesinde bu hatadan dönüldü. Biz bununla birlikte ders içerikleri boyutunda da önemli önerilerimiz oldu. Örneğin;

Sanat, spor, edebiyat etkinlikleri, şahsiyet oluşumu için yeniden düzenlenmelidir. Bunlar, birer ders olmaktan çok karakter ve beceri ediniminde uygulama alanları olarak tanımlanarak ölçütler geliştirilmesi, sanat ve beceri eğitimi kapsamında kültürel mirasımızı oluşturan geleneksel sanatlar (ebru, hat, tezhip, minyatür vb.) ile zanaatların öğretimine özel önem verilmesi, milli, manevi ve kültürel değerler ile evrensel değerlerin kazanılmasına zemin oluşturmada öncü dersler konumundaki Sosyal Bilgiler, Tarih, Coğrafya, Hayat Bilgisi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberimizin Hayatı, Türkçe vb. derslerin öğretim programlarının özgün ve milli müfredat çerçevesinde geliştirilmesi gibi önerilerimiz olmuştur. Bu önerilerimizin bir kısmı dikkate alınmakla birlikte halen istenen seviyeye gelememiş durumdayız.

İyi bir eğitimcinin veliden beklentileri nelerdir?

Eğitimin öğrenci merkezli olması oldukça yerinde olmakla birlikte öğretmenin de bu işin uygulayıcısı olduğu unutulmamalıdır. Öğretmeni öteleyen bir eğitim anlayışı başarılı olamaz. Veliler çocuğunun yanında olduğunu ona hissettirmenin yanı sıra okul ve öğretmenle sürekli iletişim halinde olmalıdır.

Eğitimcilerimizin öğrencilerimizden beklentileri nelerdir?

Günümüz eğitiminde her şey sınav ve rekabet odaklı olduğu için yarışmacı, rekabetçi ve ezberci bir eğitim yapısı maalesef günümüzde ülkemizin kanayan yarası haline gelmiş durumda. Biz geleceğimizi oluşturacak nesillerimizin; milli değerlerine sahip, ulusal uluslararası konjonktürü iyi bilen, öğrenen, düşünen, bilimsel ölçütlere dayalı olarak sorgulayan, kendine güvenen ve evrensel düzeyde farklı kültürleri yorumlayabilen toplumun oluşmasına katkı sağlayacak bireyler olmasını isteriz.

Eğitim geleceğimizdir sözü ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

21. Yüzyılda işte hem bölgesel güç, hem de küresel bir güç olmak istiyorsak 20. Yüzyıldaki ayağımızı bağlayan o zincirlerden bir defa kurtulmamız lazım onun yolu da iyi bir eğitim sisteminden geçer, değerleri esas alan bir eğitimden geçer, dünyaya da pencerelerini açan bir eğitimden geçer.

Türkiye’nin 21. yüzyılda modern çağın hastalıklarından kurtulabilmesi için yerli değerlerle yoğrulmuş, güncel imkânlarla şekillenmiş, bin yıllık tarihsel süreçle uyumlu, manevi tatmini ilkesel olarak benimseyen bir ahlakla donanmış, gerçek manada ‘milli’ bir eğitimi hayata geçirme zarureti vardır. Ancak bu anlayışla gelecek bizim olabilir.

Güçlü, köklü ve kadim bir medeniyete sahip bir ülke olarak bunu gerçekleştirebilecek potansiyele sahibiz. Eğitim Bir Sen olarak biz ise bu dönüşümün gerçekleşebilmesi için bütün gücümüzle katkı sağlamaya hazırız.

KAYNAK: Maraştanhaber

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.