Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

CHP pozitivist generallerin kurduğu lâdinî devlet partisidir

Atatürkçü Cumhuriyet’in esasları olan Chp’ yi millet değil, “İslâm’ın vakti dolmuştur” diyen askerî bürokrasinin ağırlıklı olduğu zümre kurmuştur. Bu yüzdendir ki otoriter laikliği İslâm karşıtlığı olarak resmî devlet politikası hâline getiren, pozitivist bilim anlayışını dinin yerine geçirerek İslâm medeniyet değerlerini tasfiye eden ve İslâm’dan arıtılmış seküler muhteva taşıyan “dil, kültür ve ülkü birliğiyle” Türk ulusu kimliği inşa etmeye çalışan bir partidir.

Chp’yi, yâni Altı Ok ilkelerinden meydana gelen Kemalist Cumhuriyeti, Millî Mücadele’de sözde İslâmî siyaset kullanıp daha sonra milleti aldatarak asıl yüzleriyle ortaya çıkan pozitivist generaller kurmuştur. 1923’de Halk Fırkası adıyla başlayan, sonra Chf ve Chp adını alan parti, pozitivist zihniyetli generallerin ve bürokrasinin kurduğu bir partidir. Dindarlardan temizlenmiş subay ve bürokrasinin temel hususiyetleri pozitivist ve lâ-dinî ilerlemeci düşünceye sahip olmalarıdır.

CHP BÜROKRATİK EGEMENLERİN PARTİSİDİR

Chp’nin “Devlet Partisi-Parti Devleti ”, yâni jandarma ve vali partisi olarak tecessüm ettiğini ve İslâm karşıtlığı üzerine kurulduğunu D. Mehmet Doğan, “Türkendülüsiye” kitabında “yalan söyleyen” İnkılâp Tarihi’nin foyasını ortaya koyan bilgiler vererek anlatıyor:

“Chp, ‘Türkiye’yi kurtaran parti’ olarak resmî tarih kitaplarıyla anlatıldı. Asker ve sivil bürokrasi Chp zihniyetinin kalesi olmaya ediyordu. Chp’nin 1935 Kurultayı, Türkiye Cumhuriyetinin bir Parti Devleti olduğu görüşünün pekiştirilmesi sonucunu vermiştir. Cumhurbaşkanı (M. Kemal) ‘Değişmez Genel Başkan’ olurken, Genel Sekreter İç İşleri Bakanı, valiler il başkanı olarak kabul edilmiştir. (…) Bu gün dahi ‘Devleti Kuran Parti’ deyimine sarılan Chp’li yöneticilerin bulunması netice olarak bu vazgeçmeyişin ifadesinden veya yansımalarından başka bir şey değildir.” (s.68-69)

Bu şenî zihniyet, “Osmanlı devirleri gericidir, Cumhuriyet ilericidir. Din geçmişte kalmış bir kurumdur. İlmin gelişmesiyle tamamen ortadan kalkacaktır. Biz gelecekte olacağı bildiğimiz için şimdiden ortadan kalkmış gibi muamele ederek ilericiliğimizi gösteriyoruz” diyerek devletin kimliğini bu yönde oluşturmaya çalıştı.

CHP, POZİTİVİST ATATÜRKÇÜ CUMHURİYETİN KENDİSİDİR

Chp programına göre tanzim edilen Cumhuriyet devleti kurucularının hâkim kadrosu pozitivisttir. Comte’nin sistemleştirdiği pozitivizme göre “Uygarlık idealinin asli öğesini bilim ve akılcılık oluştur. Toplumsal olaylara dinin etkisiyle değil, bilimsel referanslarla yaklaşılır.”

Chp iktidarı 1950’ye kadar Kemalist devletin ideolojik vâsıtaları olan Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi kuruluşlarla pozitivist laik Türk ulusu projesini tatbike koyarak zulüm yıllarını başlatmış, harf devrimiyle milletin geçmişiyle olan bağlarını koparmış, İslâmsız Türk-tarih tezi ve Güneş-Dil Teorisi gibi pespâye tezleri ortaya atmış ve “Dinde reform” projesini anayasaya sokmuştur.

Chp’ye göre millet cahil kitlelerden oluşmaktadır. Bu cahil kitle mutlaka bilimsel, çağdaş, ilerici ve pozitivist aklın öncülüğündeki eğitime tâbi tutulmalıdır. Bunun için Atatürkçü sistem ve bürokrasinin eliyle çağdaş, ilerici ve akılcı bir toplum inşası kaçınılmazdır.

CHP'NİN POZİTİVİST EĞİTİM UYGULAMALARI

Chp’nin pozitivist nesil yetiştirmek için başlattığı “Eğitim Uygulamaları” İslâm eğitim anlayışına ağır darbe vurmuş, millî eğitime Kemalist/Chp ideolojisi yön vermiştir. Eğitim kurumları Chp ideolojisinin “Üretim merkezleri” olarak görev yapmış, pozitivist Altı Ok Programı kanun ve yönetmeliklerle eğitimin bütününe sirayet ettirilmiştir.

1927’deki programda “Eğitimin laik ve tek okul esasına dayanmış olması ilkemizdir”, 1931’deki programda ise “Kuvvetli Cumhuriyetçi ve laik vatandaş yetiştirmek, tahsilin her derecesi için mecburi ihtimam noktasıdır. Terbiye her türlü hurafeden uzak olmalıdır…”  maddeleri yer almaktadır.

CHP’NİN GAYESİ SOSYAL DARVİNİST BİR TÜRK TOPLUMUDUR

Kemalist Chp ideolojisi “Sosyal Darvinisttir.” İslâmî ilim anlayışına karşı olarak Darwin’in Evrim Teorisi’ni ve pozitivist felsefeyi ders kitaplarına sokmuştur. Pozitivist bilimden doğan sosyal darvinizm, insanlığın tek bir biyolojik atadan evrildiğini, güçlülerin ayakta kaldığı, zayıfların hayat hakkının tanınmadığı, kuvvet kanunun toplum ve siyasî hadiseler için de geçerli olduğunu ileri süren materyalist bir anlayıştır.

“POZİTİVİST KEMALİZM (ALTI OK HALKÇILIĞI) JAKOBEN İDEOLOJİDİR”        

Prof. Dr. Mete Tunçay, “Tek-Parti Yönetimi’nin Kurulması (1923-1931)”      ’ adlı kitabında Kemalizmin kendini bir dogmatizm olarak dayattığını, bilimi dogmalardan ibaretmiş gibi tartışılmaz hâle getirdiğini, Jakoben ideolojinin bir başka varyantı olduğunu, kamusal alanı sivil toplumun değil, kendi alanı gibi gördüğünü, laiklik ve sekülerleşmeyi eşanlamlı kabul ettiğini belirtir. Sözü kendisine bırakalım:

“Jakobence bir görünüş altında, gerçekleri ve doğruları yalnız kendileri bilen, bunları yığınlara zorlamayla da olsa kabul ettirme görev duygusunu (misyonunu) taşıyan aydınlar için laiklik halktan ayrımlanmanın bir yolu ya da aracı olmuştur. Bence bu tutum, Altı Ok’taki Halkçılık ilkesini de, çağdaş demokratik anlayışı yansıtmak bakımından o denli yetersiz kalan tepeden inmeci dünya görüşünün kaçınılmaz bir sonucudur.”’

Yeri gelmişken belirtelim ki, Atatürkçü düşünceye sahip Emre Kongar da Kemalizm’in, yâni Chp programının temellerinin aydınlanmacı pozitivizme dayandığını yazıyor. 

CHP CUMHURİYETİ ABD’Lİ POZİTİVİST EĞİTİMCİYİ DÂVET EDİYOR

Altı Ok Cumhuriyetinin kurucuları ilk yıllarda devrin “Eğitim sisteminin neyin, hangi temelin üzerine kurulması gerektiği hakkında bilgilenmek için” Abd’li pozitivist eğitim felsefecisi John Dewey’i Türkiye’ye dâvet eder. Dewey, Öğrencilere okullarda kuru, soyut, dinî bilgi vermenin fazla bir anlamı olmadığını, eğitimin pratik ve pozitivist olması, skolastik eğitim felsefesinin dimağlarda bıraktığı mistik tortuların terkedilmesini söyler. Bunun üzerine 1939’da Köy Enstitüleri’nin ana felsefesi pozitivist Dewey’in görüşleri alındıktan sonra oluşturulmuştur.

Baştan beri pozitivist olan Chp’li Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal’in “Muasır medeniyet seviyesi” nde kastı pozitivist dünya görüşüdür. Buna göre, “Tek gerçek yol gösterici bilim (hayatta en hakiki mürşit ilimdir) dir. Dolayısıyla Kemalist/Chp ideolojisinden meydana gelen Cumhuriyetin Batılı eğitim anlayışına bakışının temelini pozitivizm oluşturmaktadır. Öyle ki Chp’liler hâlâ pozitivizme iman etmekte, bilimin tek rehber olduğuna inanmaktadırlar.

M. KEMAL’İN POZİTİVİST ABDULLAH CEVDET’E DESTEĞİ

Chp’le aynı mânaya gelen Cumhuriyetin pozitivizme açık bir rejim olmasından dolayı pozitivist Dr. Abdullah Cevdet’in (Karlıdağ), Türk ırkının ıslahı için Batı'dan damızlık erkek getirilmesi gerektiği hakkında yazılar yazdığını alâkadar olanlar bilirler. Biyolojik materyalist olan Cevdet, "Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir" şeklindeki yazılarını Kemalist Chp hükümetlerinin müsamahasıyla yazmıştır. 1925’de Elazığ milletvekilinin ayrılmasıyla, M. Kemal tarafından Chp’den milletvekili olması istenir. Yazılarından dolayı milletçe aşırı tepki gördüğünden milletvekilliğinden vazgeçer.

“MEDENÎ BİLGİLER KİTABI” İLK RESMÎ POZİTİVİST DERS KİTABIDIR

Kemalist devrimlerin ideologlarından olan Cevdet’in, 1928 yılında M. Kemal’in isteğiyle Fransız materyalist ve pozitivist filozof Jean Meslier’in “Sağduyu-Tanrısızlığın İlmihali” ni “Akl-ı Selim” adıyla tercüme ettiği kitap Chp hükümeti tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasında neşredilir. M. Kemal’in, adı geçen kitaptan faydalanarak hazırlattığı “Medenî Bilgiler” kitabı  pozitivizmi anlatan ilk resmî ders kitabı olur.

İngiliz kökenli Amerikalı tarihçi Bernard Lewis’in, “Modern Türkiye’nin Doğuşu” kitabında “Atatürk’ün radikal davranışının Dr. Abdullah Cevdet’in düşüncesine bağlanabileceği…” ifadesi Türkiye’de pozitivizmin Chp’li devlet eliyle yayıldığının en büyük delilidir. (Ercümend Kuran, Atatürkçülük Üzerine Denemeler, Ankara, 1981, s.21)

 

CHP’YE GÖRE “MİLLET İŞE YARAMAZ YIĞINLARDIR”

 

Kemalist devlet partisi Chp kurulduğu günden bu yana “ulu önderlerini” ve partinin şeflerini “aydınlanmacı, bilimci, rasyonalist, doğuştan kabiliyetli ve yanılmaz”, milleti ise “gerici, hastalıklı, câhil ve işe yaramaz yığınlar” olarak görmeye devam ediyor. Devam ettiği bir misal: 2007 seçimlerinde Chp’li Onur Öymen’in sandıktan çıkan sonucu “Rasyonel bulmayıp, halkın mantıksızlığı olarak” görmesidir.

 

Hâsıl-ı kelâm, birkaç cürmünü aktardığımız Kemalist Chp’nin pozitivist zihniyetten geri adım attığını gören ve duyan varsa haber versin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.