2018 yılında yaşanan ekonomik karışıklıklara karşı gerek hükümet tarafından gerekse yatırımcılar tarafından alınan tedbirlerin oluşabilecek kötü durumların önüne geçtiğini belirten Nurdoğan; “Toç Bir Sen olarak 2018 yılında üyelerimizin problemlerine çözüm bulmak için elimizden geleni yaptık ve birçok konuda çözüm ürettik. Sendika olarak anlaşılmayan bütün konulara müdahale ettik. Bizim döner sermaye işletmelerimiz var. Bu döner sermayelerden çalışanlara para dağıtılıyordu. Ancak bu para bir ay sonra geri alınıyordu. Bu yılki görüşmelerimizde döner sermayeden verilen bu paranın geri verilmemesi üzere hak kazanmıştık. Yine bu yıl şubelerimizin genel kurulları vardı. Hamd olsun biz de tek adayla seçime gittik ve güven tazeledik. Biz aktif bir sendikacılık anlayışı güdüyoruz. Sorunları dinleyip gerekli yerlere iletiyoruz. Bazı durumlarda bizim ilgilenemeyeceğimiz sorunlar oluyor. Bu gibi durumlarda ise genel merkezimize bu sorunları iletip çözümü için köprü kuruyoruz. Biz sahada arkadaşlarımızın her zaman yanında oluyoruz” dedi.

TOPLULUĞUMUZU BİRLİKTELİK İLE CANLANDIRIYORUZ

Memur Sen ve Toç Bir-Sen olarak her durumda birlikte hareket ettiklerini belirten Nurdoğan; “Sendikamız bünyesin 56 nolu şube olarak 2018 Mayıs ayındaki sözleşmelerde 385 üyemiz vardı. Adıyaman’da da 375 civarında bir sayımız vardı. Bu sayı tayini çıkan emekli olan arkadaşlarımızla azalıyor ama tekrar yerine gelenler ile korunuyor. Hedefimiz üye sayımızı artırmaktır. Sivil toplumun önemine inanıyoruz. Özellikle Memur Sen olarak Türkiye genelinde bir milyonu aşkın üyemiz var. Biz büyük bir toplumuz ve bunu birliktelik ile taçlandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

EKONOMİ DENİNCE ÜRETİM AKLA GELİYOR

Kahramanmaraş ekonomisinde tarımsal anlamda kalkınma adına önemli mesajlar aktaran Nurdoğan açıklamalarında; “Ekonomi deyince ilk akla gelen üretimdir. Üretim ne kadar fazla olursa ekonomi de o kadar güçlü olur. Üretimde doğru planlamanın da ayrı bir önemi vardır. Tarım anlamında meyve yetiştirdiğimizi varsayarsak, bunun her yerde değil, üretime elverişli yerlerde yapılması gerekiyor. Kahramanmaraş’a zamanla birçok fabrika kurulumu yapıldı. Bu demek oluyor ki Kahramanmaraş’ta tekstil sektöründe ciddi bir üretim ve Pazar var. Bu konuda daha fazla teşvik verilerek sektörlerde çeşitlilik ve ekonomiye katkı artırılabilir. Vatandaşlarımızı ikna edecek ve yatırıma yönlendirecek teşvikler sunulmalıdır. Tarımsal anlamda kooperatifçilik ve üreticilik konusunda zayıf kalıyor. Üreticilerimiz kooperatif yapısı konusunu ne yazık ki tam anlamıyla anlamıyor. Tarımsal alanda gelişmiş ülkelere baktığımızda kooperatifleşme yapısını net bir şekilde görebiliyoruz. Bizde kooperatifleşme oranları yüzde 15 lerde seyrediyor. Sektörler içerisinde kooperatif ve birlik olmadığı zaman fiyat dengesizlikleri ortaya çıkıyor ve bu da karmaşık bir durum oluyor. Sektörler arasında birlik olduğu zaman ekonomi çıtası rahat yükselecektir. Kahramanmaraş’ımız bütün iklimlerden birer parça alıyor. Topraklarımızda kividen tutun kayısıya varana kadar ürün yetişiyor. Ama bunların yanında Kahramanmaraş’ımızda ciddi anlamda üretileni pazarlama sıkıntısı var. Üretilen ürünler pazarlama konusunda sıkıntı yaşanmasa, bazı durumlarda şehir ekonomisi daha iyiye gidecektir” vurgulamasını yaptı

SİYASETÇİLERİMİZ YOL GÖSTERİCİ OLMALI

Yerel siyasetçilerin yol gösterici ve milletin önünü açıcı olması gerektiğini söyleyen Nurdoğan açıklamalarına şu şekilde devam etti; “Siyasetçilerimiz milletimizin önünü açan ve onlara yol gösteren kişiler olmalıdır. Yoruldukları zaman illa ki oluyor ama ne olursa olsun işin içerisinde millet olmalı. İnsan yorulduğunu hissettiği zaman bu bayrak yarışını başkalarına bırakması lazım. Toplumun ve milletin isteklerini ötelememesi lazım ve millet ile iç içe olması lazım. Toplumun bütün kesimi ile iç içe bir siyasetçi görmek istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın sık sık vurguladığı gönül belediyeciliği konusunu bütün siyasetçilerimizin esas alması gerekiyor. Bütün vatandaşlarımızın dertleri dinlenerek çözüm odaklı çalışılması gerekiyor. Milletimiz siyasetçilerimize umut bağlıyor ve bu umudu söndürmemek lazım”