MV.SITKI GÜVENÇ 'İÇ GÜVENLİK REFORM PAKETİ' AÇIKLAMA‏

GÜVENÇ: “Bu paket vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir reform paketidir.”

Yayınlanma:
Güncelleme: 23 Şubat 2015 12:04
MV.SITKI GÜVENÇ 'İÇ GÜVENLİK REFORM PAKETİ' AÇIKLAMA‏

GÜVENÇ: “Bu paket vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir reform paketidir.”

TBMM Genel Kurulu'nda hararetli anların yaşandığı bu günlerde, kamuoyunda "İç Güvenlik Paketi" olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Sıtkı Güvenç, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan kanun tasarısı ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. İç Güvenlik Paketi hakkında “Bu paket vatandaşın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir reform paketidir.” Diyen Güvenç, açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“17 Şubat 2015 tarihinden itibaren TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Reform Paket’i olan yasa tasarısını kanunlaştırma gayreti içindeyiz. AK Parti gurubu olarak bu paketin çıkmasını vatandaşlarımızın güvenliği açısından son derece önemli görüyoruz.

Her türlü güvenlik tedbirinin alınmasına rağmen Terör örgütleri zaman içinde mevcut yasanın boşluklarını en iyi şekilde değerlendirmekte, sadece güvenlik güçlerimizin değil masum vatandaşlarımızın da yaşamlarını zora sokmakta, hayatlarını tehlikeye sokmaktadır. Bazen masum yavrularımız belediye otobüsleriyle okullarından evlerine giderken, Molotof atılan otobüslerde hayatlarını kaybetmektedirler. Bazen de evlerinde otururken veya Cizre’de yaşanan olayda olduğu gibi evlerinin önlerinde yüzü maskeli insanların saldırılarına maruz kalıp hayatlarını kaybetmektedirler. Özellikle Güneydoğu’da silah yüklü olduğu şüphesi olan araçları veya evlerde barınan teröristleri yakalamak için mahkemeden karar çıkarıncaya kadar teröristler kaçıp gitmekte veya bomba yüklü araçları patlatarak masum insanların ölmesine kamu düzeninin bozulmasına sebep vermektedirler.

Yine paket içinde yer alan uyuşturucu ile mücadele son derece önemlidir. Bu gün bonzai gibi isimleri olan uyuşturucuları satanlar kanundaki boşluktan yararlanıp daha az ceza alıyorlar. Düzenlemenin içinde bonzai eroinle aynı kapsama alınarak bu uyuşturucuyu kullananlar ve satanlar aynı derecede ağır ceza alacaklardır. Okul, yurt, ibadethane ve kışlaya 200 metre mesafe içinde uyuşturucu kullanımı ve satışına verilen cezalar artırılmaktadır. Böylece bu maddeleri satanların, satıcı ve kullanıcı ayrımından yararlanarak sadece kullanıcıyız diyerek daha az ceza almalarının önüne geçilmektedir.”

 

Bazı basın organlarında kamuoyunu yanlış bilgilendirmek maksadıyla ‘silaha bir sene sapana iki sene ceza’ gibi haber yapıldığının da altını çizen Milletvekili Güvenç, kanunun içeriği hakkında geniş bilgiler vererek açıklamasına şu şekilde devam etti:

 

MOLOTOF SİLAH SAYILIYOR

Molotof, Ceza Kanunu’nda tanımlanan silah kapsamına girmekle birlikte,  ismen zikredilmemektedir.

Yargıtay içtihadıyla molotof kokteyli kullanılması suç sayılmaktadır.  Bu içtihatta, molotof kullanılıp can ve mala zarar verildikten sonra silah gibi ceza verilmektedir. Bir kişinin, eline molotof alarak etrafı yakıp yıkma teşebbüsünde bulunması halinde kolluğun bu saldırıyı önlemek için müdahale etme imkânı bulunmamaktadır. Molotof öldürücü etkisi olan bir silah gibi kullanılmaktadır. Getirilen düzenlemeyle; halkın tek tek veya toplu halde bulunduğu alanlarda, molotof, el yapımı patlayıcı, demir bilye ve sapan kullanmak suretiyle insanların hayatını tehlikeye atanlar ve malını yakıp yıkanlara karşı, polise  “saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde”  zor ve silah kullanma yetkisi verilmektedir.

Silah taşımaya 1 yıl ceza verilirken, sapan taşımaya 2 yıl ceza getirildiği iddiası tamamen gerçek dışıdır. Ateşli Silahlarla ilgili Kanunda; ateşli silahlar ve patlayıcı maddelerin ruhsatsız olarak bulundurulması halinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.  Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda ruhsatlı dahi olsa silah ile toplantı ve gösterilere katılmak ayrı bir suç oluşturmaktadır. Bir şahıs, ruhsatsız silahla toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılması halinde hem ruhsatsız silah bulundurmak ve hem de silahla toplantı ve yürüyüşe katılmaktan iki ayrı ceza görecektir.

İddia edildiği gibi; toplantı ve gösteri yürüyüşleri dışındaki alanlarda sapan veya demir bilye bulunduran kişiye herhangi bir ceza verilmesi söz konu değildir.  Ancak bir şahıs, sapan ve demir bilye ile toplantı ve yürüyüşlere katılıyor ve ise işte bu suç olarak değerlendirilecektir.

 

YÜZÜNÜ BEZLE KAPATMA

Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü kapatanlara verilen cezalarda da artırıma gidilmektedir.

Burada suç oluşması için esas olan, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanırken kimliğini gizlemek amacıyla yüzünü kapatmaktır. Yoksa vatandaşın günlük yaşamında inancına veya ihtiyacına binaen yüzünü kapatması hali bir suç oluşturmayacaktır.

 

ARAMA YETKİSİ

Mevcut düzenlemede kolluk, durdurduğu araçların sadece dışarıdan bakıldığında görünen kısımlarında arama yapabilmektedir. Adli mercilerden karar alınmadan kişilerin üstü ve araçlarında arama yapılması mümkün değil.

Bu düzenleme ile suç işlenmesinin önlenmesi, kaçan faillerin yakalanması, kişilerin hayatına, mal varlığına veya topluma yönelik tehlikenin önlenmesi amacıyla, durdurulan kişinin üstü, eşyası ve aracının aranılarak suçla etkin mücadele edilmesi, ayrıca vatandaşın uzun süre bekletilerek mağdur edilmemesi amacıyla kolluğa arama yetkisi verilmektedir. 

Kolluğa arama yetkisi verilirken kolluğun keyfi davranışlarını önlemek amacıyla arama yetkisi belirli şartlara bağlanmıştır.

Kolluğun arama yapabilmesi için;

  • Sadece mülki idare amiri tarafından önceden belirlenen sınırlı sayıdaki üst kolluk amirleri arama kararı vermeye yetkili olacaktır. Yani her kolluk amir ve memuru kendiliğinden arama yetkisine sahip değildir.
  • Verilecek arama kararı yazılı olmak zorundadır. Acele hallerde, verilen sözlü emir sonradan en kısa sürede yazılı hale getirilmek zorundadır.
  • Araç aramalarında kişinin hangi şüphe ve hangi gerekçelerle arandığının ve yapılan arama sonucunda suç unsuruna rastlanıp rastlanmadığının tutanağa bağlanması ve tutanağın bir suretinin vatandaşa verilmesi zorunludur.

Bu düzenleme uygulamada karşılaşılan sorunlardan doğmuştur. Örneğin; Bingöl’deki olayda arama kararı alınamadığı için menfur terör saldırısı meydana gelmiştir.

 

İDARİ DENETİM

Yeni yapılan düzenleme ile 2005 yılı öncesinde kolluğa verilen geniş arama yetkisine dönüş söz konusu değildir.  Kolluk arama yetkisini kullanırken üstlerinin izni ve denetimine tabidir.

Bu düzenlemeler AB müktesebatına uygundur. Avusturya, İtalya, Almanya ve İngiltere gibi AB ülkelerinde her kolluk personeli, üstlerinden izin almadan, doğrudan kişinin üstü, eşyası ve aracında arama yapma yetkisine sahiptir.

Ülkemizde, kolluğun keyfi davranışlarını önlemeye yönelik olarak, aramaya ilişkin tutanak düzenlenmesi ve ilgili kişiye verilmesi zorunluluğu getirilerek Avrupa Birliği Ülkelerinden daha demokratik bir uygulama hayata geçirilmektedir.

 

GÖZALTINA ALMA YETKİSİ

Yapılan düzenleme ile kolluğa, suçüstü haliyle sınırlı olmak kaydıyla, belirli suçlarda ve sadece mülki amirin belirlediği kolluk amirlerinin izniyle 24 saate kadar (şiddete dayalı toplu suçlarda 48 saate kadar) gözaltı yetkisi verilmektedir. Kolluk bu yetkisini, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu imal ve ticareti, fuhuş, hırsızlık gibi suçların işlenmesi halinde ve suçüstü haliyle sınırlı olarak kullanabilecektir.

Avrupa Ülkelerinin çoğunda polisin gözaltı alma yetkisi vardır ve üstelik suçüstü şartı da yoktur.  Örneğin; kolluğun Fransa, İtalya, Danimarka ve Bulgaristan’da 24 saat; Almanya’da 36 saat;Avusturya, Belçika, Polonya, Estonya ve İrlanda’da 48 saat; İspanya ve Macaristan’da 72 saat doğrudan gözaltına alma yetkisi bulunmaktadır.

 

UZAKLAŞTIRMA YETKİSİ

Bir toplantıda, başkalarına zarar verecek kişiyi uzaklaştırma yetkisi verilmektedir. 

Kolluk güçlerinin müdahale ettiği ve henüz suçun oluşmadığı bir ortamda, kişileri koruma altına almak ve olay yerinden uzaklaştırmak suretiyle suçun oluşmasına ve vatandaşın mağduriyetine engel olunacaktır.  AB ülkelerinde benzer düzenlemeler mevcuttur. İngiltere ‘Kamu Düzeni Kanunu’nda benzer bir hüküm bulunmaktadır.

 

ÖNLEME DİNLEMESİ

Önleme dinlemesinde süre artırımı yapılmamakta, durum Anayasa’ya uygun hale getirilmektedir.

Önleme amaçlı dinlemeler, sıralı amirler ve Bakanlık Teftiş Kurulu’nca yılda en az bir kez denetlenecek, Denetlemeler Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da yapılabilecek ve denetimlerin sonuçları bir rapor halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ‘Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na sunulacaktır. Bu düzenleme ile ilk defa hem idari denetim hem de parlamento denetimi getirilmektedir.

 

YERİNDE İFADE ALMA

“Hizmetin Yerinde İfası” kapsamında; işlenmiş olan suçun müşteki, mağdur veya tanıklarının ifadelerinin, talepleri halinde ifadelerinin ikamet veya işyerlerinde de alınmasına imkân sağlanmaktadır.  Böylece hizmet vatandaşın ayağına götürülmektedir.

Bakanlık tarafından yayımlanan genelge ile uygulamaya başlanan hizmet kapsamında,  bugüne kadar 100 Bine yakın vatandaşımız yerinde ifade ve seyyar karakol hizmetlerinden yararlanmıştır.

 

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA UYMAYANLARA HAPİS CEZASI

Sokağa çıkma yasağı ağır bir tedbirdir. Ancak mevcut durumda yaptırımı sadece idari para cezasıdır. Bu kararın etkinliğini sağlamak için polise gözaltı yetkisi veriliyor ve yasağı ihlal edenlere hapis cezası getiriliyor.

 

EYLEMLERDE VATANDAŞA VERİLEN ZARAR EYLEMCİLERDEN TAZMİN EDİLİYOR

Toplumsal olaylarda, halkın, esnafın ve kamunun, mal, araç ve binalarına verilen zararların eylemcilerden tazmin edilmesi getiriliyor. Buna ilişkin zamanaşımı süresi iki katına çıkarılıyor.

Vali ve kaymakamlara, şiddet olaylarında kamu kuruluşlarına ait İTFAİYE ve iş makinelerini kullanma imkânı getiriliyor. Bu araçları vermeyen kamu görevlilerine cezai yaptırım getiriliyor ve meydana gelen zararlardan sorumlu tutulmaları sağlanıyor.

 

VALİLERE SUÇLARIN AYDINLATILMASINI TAKİP YETKİSİ

Valilere, suçluların yakalanması ve suçun aydınlatılması için ivedilik arz eden durumlarda kolluğa talimat verme yetkisi tanınmaktadır. Bu düzenleme ile valilerin cumhuriyet savcıları yerine geçtiği iddiası tamamen gerçek dışıdır. Zira valilerin bu yetkisi 2008 yılına kadar İl İdaresi Kanunu’nda mevcut idi. Yeni düzenleme ile burada emri alan kolluk, görevini yürürlükteki mevzuata göre, yani Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yerine getirecektir.

 

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİĞİN İÇİŞLERİNE BAĞLANMASI

Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilat Kanunlarında, 1998 tarihinden bu yana AB uyum sürecinde tavsiye edilen ve 2014 Yılı AB İlerleme Raporu’nda da; “Özellikle, valilerin Jandarmanın kolluk faaliyetlerine ilişkin sivil gözetimi halen yetersizdir. Orduya, polis teşkilatına, jandarmaya ve istihbarat faaliyetlerine yönelik sivil denetimin iyileştirilmesi için reformlara ihtiyaç vardır.” ibareleriyle vurgulanan hususlara uygun düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler ülkemizin demokratikleşmesi için en ciddi adımdır.

 

 

ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORU

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 4 Siyasi Partinin ortak önergesiyle kurulan ‘Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun Sonuç Raporu’nda belirtilen; “jandarmanın tüm yönleriyle İçişleri Bakanlığına bağlanmasına yönelik tavsiyelere” de uyulmuş olmaktadır.

Yapılan düzenlemelerle; jandarma personelinin atama, görevden uzaklaştırma, denetleme, izin ve değerlendirme yetkileri sivil idarenin onayına bağlanmaktadır.

Denizlerimizde güvenliği sağlayan ve her türlü kaçakçılıkla mücadele den Sahil Güvenlik Komutanlığı için de aynı düzenlemeler getirilmektedir.

Jandarma ve Sahil Güvenlik personelinin kıyafetinin Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü alınarak Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından müştereken düzenlenmesi öngörülmektedir.

Siyaset tartışır, karar alır, kurumlar bu kararı uygular. Bir devlet kurumunu siyaset yönetemiyorsa, o kurum siyasete girip karar vermeye, milleti yönetmeye kalkar. Bir kurumu siyaset yönetiyorsa o kurum siyasallaşmaz ve siyasete hesap verir.

 

NÜFUS HİZMETLERİ VE BÜROKRASİNİN AZALTILMASI

 

  • Doğum, Evlenme, Ölüm olaylarında nüfus idaresine gitmeden elektronik ortamda tescil,
  • Yazım hatası olan, genel ahlaka aykırı ad ve soyadlarının mahkeme kararı olmadan, ilgilinin talebine istinaden il ve ilçelerdeki komisyonların kararıyla değiştirilmesi,
  • Nüfus Kayıtlarının Değiştirilmesi kolaylığı (göçmen olarak Türk vatandaşı olanlar),
  • Adres Değişikliği’ni nüfus idaresine gitmeden bildirme (abonelik işlemi sırasında),
  • Kimlik Kartı kişi yerine yakınları tarafından alınabilmesi,
  • Nüfus ve ikametgâh kayıtlarının e-devlet kapısı üzerinden alınabilmesi,
  • Pasaport ve Sürücü Belgelerinin Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünce verilmesi,
  • Saklı (18 yaşını bitirmiş) Nüfus için tescil kolaylığı (tıbbi raporla),
  • Kimlik Kartı kaybı ve doğum olayının geç bildirimi nedeniyle uygulanan para cezalarının kaldırılması,
  • Adres değişikliği para cezalarında indirim,
  • Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüştürülen köylerin muhtarlarına evlendirme yetkisi verilmesi,

 

Gibi vatandaşın günlük hayatını kolaylaştırıcı ve bürokrasiyi azaltan düzenlemeler getirilmektedir,

 

Sonuç olarak; paket kapsamında yapılan reformlarla;

Halkın can ve mal güvenliğinin temini ve özgürlüklerin her türlü müdahale ve şiddete karşı korunması ve bu özgürlüklerin rahat bir ortamda kullanılmasının garanti altına alınması sağlanacak,

 

Emniyet Teşkilatı’ndaki personel kadro yapısının görev ve hizmet ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi suretiyle güvenlik hizmetleri etkin ve süratli olarak yerine getirilecek,

 

Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatları hem idari işleyiş bakımından hem de toplumsal görünürlük bakımından sivil demokratik hayatın daha yakın unsuru haline gelecek,

 

Vatandaşlarımızın günlük hayatı kolaylaşacak, kamu hizmetlerinin vatandaşın taleplerine uygun olarak verilmesi mümkün hale gelecek, vatandaşına güven duyan bir devlet anlayışının yerleşmesi sağlanacaktır.

Cuma günü genç bir yavrumuz İzmir’de hayatını kaybetti. Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na Allah’tan rahmet dilerken kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu gencimiz Üniversitedeki terör örgütü mensuplarınca hayattan koparıldı. Halkımızın can ve mal güvenliğini korumak, kamu düzenini sağlamak için kanunlaştırmaya çalıştığımız reform niteliğindeki bu düzenlemelere MHP’nin de CHP ve HDP’nin birlikte hareket ederek karşı gelmesini kamuoyunun vicdanı affetmeyecektir.

1-002.jpg2-003.jpg3-002.jpg

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.