Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

UNUTULAN SÜNNET: İTİKAF

 

·              Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vefat edinceye kadarRamazan'ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: “Kadir gecesiniRamazan'ın son on gününde arayın". Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dansonra, zevceleri de itikâfa girdiler." (Buhârî, Müslim)

 

·                                                                      Ebû Hüreyre radıyallahu anh dedi ki:

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem her ramazanon gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği senenin ramazanında yirmi gün itikâfagirdi.” (Buhârî, Ebû Dâvûd, İbni Mâce)

·                                                                       Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayetedildiğine göre :

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, vefat edinceye kadar ramazanınson on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devamettiler.” (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd)

İTİKAF YAPANKİŞİ BÜTÜN VAKTİNİ  NAMAZA AYIRMIŞGİBİDİR

İtikaf lügat deyiminde bir şeye devam etmekmanasındadır. Bir şeye devam eden kimseye de mutekif (itikaf yapan) denir.Şeriatta ise itikaf: Bir mescidde veya o hükümdeki bir yerde itikaf niyeti iledurmaktan ibarettir.

İtikaflar: Vacib, müekked sünnet ve müstehabnevilerine ayrılır. Şöyle ki: Dil ile nezredilen bir itikaf vacibdir. Ramazanayının son on gününde itikaf, kifaye yolu ile bir müekked sünnettir. Başka birzamanda ibadet niyeti ile bir mescidde bir müddet yapılan itikaf damüstehabdır.

Bir itikafın en az müddeti, İmam Ebu Yusuf’a göre birgündür. İmam Muhammed’e göre bir saattir. Bir saat, fıkıh alimlerine göre,zamanın belirsiz olan az veya çok bir parçası demektir. Yoksa bir günün yirmidört saatte biri demek değildir.

İhlas ile olan bir itikaf, amellerin pek şereflisisayılmaktadır. Bu sayede kalbler bir müddet olsun, dünya işlerinden uzak kalırve Hakka yönelir, birer Beytullah olan mescidlerden birine şu şekilde devameden bir mü’min çok kuvvetli bir kaleye sığınmış, Kerim olan mabudunun feyiz veyardım kapısına sığınmış olur.
İslam büyüklerinden ünlü Ata demiştir ki: “İtikaf yapan, ihtiyacından dolayıbüyük bir zatın kapısında oturup dilediğini elde etmedikçe buradan ayrılıpgitmem, diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allah’ın bir mabedine sokulmuş,beni bağışlamadıkça buradan ayrılıp gitmem demektir.”

Bir mü’minin her gün azalmakta olan hayat günlerindenfaydalanarak böyle kutsal bir yerde bir zaman ebedi ve ezeli yaratıcısınaolanca varlığı ile yönelip saf bir kalb ve temiz bir dil ile ibadettebulunması, manevi bir zevke dalması ne büyük bir nimettir.
İtikaf yapan bir kimse, bütün vakitlerini ibadete, namaza ayırmış demektir.Çünkü fiili olarak namaz kılmadığı vakitlerde de mescid içinde namaza hazır birhaldedir. Bu bekleyiş ise, namaz hükmündedir.

Sonuç: İtikaf sayesinde insanın maneviyatı yükselir,kalbi nurlanır, simasında kulluk nişanları parlar, ilahi feyizlere kavuşur. Nemübarek, ne güzel bir hayat anı!..

            Ö.Nasuhi BİLMEN ( Büyük İslam İlmihali)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.